• Kapadokya Şarap Tarihi



    Babil'in Asma Bahçeleri
    Babil'in Asma Bahçelerini hepiniz bir şekilde duymuşsunuzdur. Dünyanın 7 Harikasından bir tanesi olan yapının varlığı maalesef arkeolojik açıdan hiçbir zaman kanıtlanamamış olsada, yine de Babililerin yeşile katkılarını bir şekilde biliyoruz. Eee sadece çiçek, ağaç ekmedikleri aşikar. Bir yerlere üzüm ektikleri gayet açık ve nettir. Babillerin şarap konusunda kült haline gelmiş hikayeleri için ayrı bir makale yazmamız gerekir ama "Gılgamış Destanı"'nda bile şaraptan bahsedilmektedir.

    Gılgamış Destanı

    Dionysos... Mısır, Hitit ve Babililerden sonra en çok, belki de daha fazla şaraba mana yükleyen medeniyet Antik Yunanlılardır. Tanrısı bile var baksanıza. Hoş Dionysos sadece şarap değil aynı zamanda da eğlence tanrısı olarak geçmektedir. Amaaannn zaten ha şarap ha eğlence. İkisi de aynı zaten. Rakı içtieeam, şarap içteaaam sallaandım amanin diye devam eden şarkı yazıldı bu ülkede (zamanında). Her neyse... Yunan bayramlarında da şarabın büyük önemi vardı ancak bu dönemde farklı bir yaptırım uygulanmaya başlandı. AYRIMCILIK...
    Dionysos Nasıl bir ayrımcılık derseniz Yunan ve Roma dönemlerinde kadınların şarap içmesi yasaktı. Eveeet yasaktı. Kadınların sadece şıra içmesine izin veriliyordu. Ayrıca o yabancı dizilerde gördüğünüz kadınlı erkekli olimpiyat oyunlarını izleyen kitle de yanlış bilgidir. Kadınların o yarışmaları izlemeside yasaktı. Nedeni ise atletlerin birçok oyunu çıplak olarak gerçekleştirmesiydi. Konudan sapmadan biz şarabımıza geri dönelim.



    Asterix
    Galyalılar günümüzdeki şarap fıçısını icat etmeyi başardılar. Hatta Galya dilinde bir "tun" yani günümüzde kullandığımız bir "ton" kelimesi bir fıçı dolusu şarap anlamına gelmektedir. (GÜRSOY, Deniz - 2003)
    Düşünün artık şarap hayatımızın hangi başka bölümlerinde de bizimle beraber. Belki de hiç bilmeden, hemen hemen hergün bir fıçı şarap ağırlığında diyorsunuz.

    Tabi ki Hristiyanlığın Roma'da resmi din olarak kabul edilmesinden sonra şarap gücünü daha da arttırarak dinlerde de etkinliğini göstermeye başlar. Bildiğiniz üzere Hristiyan ayinlerinde şarap Hz. İsa'nın kanını, ekmek ise İsa'nın etini simgelemektedir. Bu sebeple Hristiyanlıkta şarap kutsal sayılmaktadır. Sayılsın da zaten. Gayet keyifli bir içkidir kendisi...

    Kımız

    Türklerde her ne kadar alkol kültürü yoktur densede bu çok açık bir yanılgıdır. Türklerin kısrak sütünden ürettikleri Kımız'ın içerisinde %0.7 ila %1.8 arasında alkol bulunmaktadır. Arkadaşım süt lan bu. Nasıl alkol oluyor? derseniz size şekerin bekleyince ne olduğunu sormam gerekiyor. Doğal sütte bulunan şeker de tıpkı meyve şekerleri gibi düzgün bir teknikle bekletilirse alkole dönüşüm sağlayabilir. Yaaaa...

    İslamiyet'te alkol Arap Yarımadası'nda ilk başlarda yasaklı değildi. Aksine Arap kültüründe içki kültürü en başlarda çok büyük önem teşkil etmekteydi. Alkol İslamiyet'te daha doğrusu Arap ülkesinde yavaş yavaş kaldırılmıştır. (Yeter Öztürk - 2017)



    Babil'in Asma Bahçeleri
    Tıpkı Arap toplumunda olduğu gibi Osmanlı'nın ilk yıllarında da alkol büyük bir sorun teşkil etmemekteydi. İlk yasaklar Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi ile başladı. Ancak en nihayetinde Osmanlı İstanbul'a geldiğinde gayrimüslüm nüfusu, müslüman nüfusuna oranla gerçekten yüksek bir rakamdı. Bu sebeple ilk başlarda müslümanların alkol alması yasaklanırken, gayrimüslümlere bu konuda imtiyaz sağlanarak onlara pek bulaşılmamıştır. Ancak bu durum müslüman nüfusu durduramaz. Gecenin karanlığında sokaklara çıkan müslüman cemaat, gayrimüslüm mahallerinde bulunan meyhanelerde takılmaya devam etmişlerdir. Unutmayın en tatlı keyif, yasak olanı yapmaktır.

    Osmanlının hükümdarlığı boyunca müslümanların alkol almaları her ne kadar yasak olsa da, müslüman cenah her zaman için bunun bir yolunu bulmayı başarmışlardır. En zorlandıkları dönem ise elbette IV. Murad zamanında olmuştur. Osmanlı'da IV. Murad, en katı kuralları uygulayan padişah olmuştur. Alkollü yakalanırsan sorgusuz sualsiz ölüm... Bu dönemde ciddi rakamlarda insan idam edilmiştir. Hatta bazılarını IV. Murad bizzat öldürmüştür. IV. Murad döneminden sonra katı kurallar hafifletilse de cezalandırmalar devam etmektedir. Her neyse çok uzatmayalım.

    1718 yılında yasaklar büyük ölçüde kaldırılır. Lale Devri meyhane ve şaraphanelerin en parlak dönemini yaşamasına sebep olur. Ancak bu durum çok uzun sürmez. Lale Devri'nin 1746'da sonlanması ile yasaklar geri döner. Hem de ciddi bir şekilde. Öyleki gayrimüslümlere bile öyle ucuzdan içki satışı yasaklanmış ve ciddi vergiler vermelerine karar verilmişti.

    Kanun-i Esasi 19. yüzyılda, özellikle 1876 yılında Kanun-i Esasi ile modern Avrupa'ya ayak uydurmak adına bir çok yenilik yapılmış ve alkol sektörü üzerinde birçok yeni serbestliğe gitmişlerdir. Osmanlılar resmen TAPDK tadında bir sürü yasa çıkartarak, alkol üretim ve kullanımını hem müslüman hem de gayrimüslümanlar için, olabildiğince eşit haklara sahip olarak düzenlemeyi başardı. Meyhanelerin nerede kurulacaklarından tutun da saat kaçta kapanacaklarına kadar gayet detaylı bir yasalaştırmadan bahsediyoruz.

    20. yüzyıl tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi, Avrupa ve ABD'de alkol tüketimindeki artışlar ve bunun oluşturduğu sorunlar yüzünden 1919 yılında alkol yasakları başlamıştır. Her ne kadar bu yasaklar bu ülkelerdeki sorunları çözmek yerine daha fazla olay yaratmaya başlamış ve sonunda 23 yıl sonra bu yasaklar kaldırılmıştır. Bu bir nevi devletin, kişilerin özgür iradelerine karışmak için yaptıkları ufak bir dokunuş olarak görülebilir.

    1920 yılında ise bu yasa ABD örneği, din ve toplumsal yaşam ortaya sürülerek, TBMM tarafından kabul edilmiştir. Bu yasa alkollü gezenler, aleni içki içenler için cezai müyeide uygulanmasını yasalaştırmıştır. Ancak Türkiye'de bu durum 1 Haziran 1926 yılında tamamen kaldırılmıştır.

    Sonuç olarak günümüz medeniyetlerinde, alkol her zaman devlet eliyle dağıtılıp ya yüksek vergi ya da ceza ile varoluşuna devam etmiştir. Burada söylemem lazım; Alkol dostunuz değildir ancak alkol her zaman için sisteme düşmandır. Aynı durum farklı insanlar için de geçerlidir. Farklı müzik, farklı görüş, farklı din, farklı yaşam tarzları her zaman için isyan, cesaret ve devletler için tehlike teşkil etmektedir.
    Şimdi siz bana söyleyin, kim karşısında isyankar ve cesaretli bir toplum ister. Diğer yandan canı yanan korkak bir nesil, devletler için daha kolay yönlendirileceğinden dolayı farklılıkların sistemden temizlenmesi gerekmektedir.

    İşte böyle... Neyse bu uzun görünen ama aslında kısa açıklamadan sonra eğer daha yorulmadıysanız Kapadokya'da Şarap makalesine devam edelim...


    Fıçı Şarap

    Turasan Şarapları Kapadokya TURASAN: 1943 yılında Ürgüp'te kurulan Turasan, Kapadokya bölgesinde kurulan ilk şarap üretim tesisidir. 1950'lerin ilk yarısında 3 ton, ikinci yarısında elektriğin gelmesi ile 50 ton şarap üretimi yapar. Bu rakam kısa bir süre sonra, 1961 yılında 800 tona ulaşır. 1960'lı yıllarda paslanmaz çelik tanklar olmadığından dolayı ve o dönemin şartları göz önüne alındığında bu inanılmaz bir rakamdır. Günümüzde bu rakam 2 milyon litredir.
    O dönemde şişe açısından da sorun büyüktür. Şişeleme sırasında rakı şişeleri kullanılmakta ve çevre illere yaklaşık olarak 20.000 şişe gönderilmektedir.
    1980lere kadar şarap endüstrisi sürekli inişli çıkışlı devam etmektedir. Ancak 1980lerin başında Kapadokya organize turizmle tanıştı. Bunun etkisiyle şarap ve şarapçılık gerçekten hakettiği değeri almaya başladı. Böylece ödüllerde ardı ardına gelmeye başladı TURASAN'a. 1986 ila 2021 yılları arasında yerel ve uluslararası şarap yarışmalarında birçok ödül alan TURASAN halen Ürgüp'te bulunan tesis her yıl binlerce turiste Kapadokya şaraplarını tattırmaya devam etmektedir.

    Kocabağ Şarapları KOCABAĞ: 1972 yılında Kapadokyalı bir aile tarafından kurulmuştur. Kapadokya Bölgesinde bulunan en geniş bağlara Kocabağ sahipti. Zaten Hristiyanlık döneminde de bu bağlar insanlara şarap sağlamıştır. Ancak bu durum bir süre sonra değişir ve bu aile bir trafik kazası neticesinde 16 yıl boyunca üretime ara vermek zorunda kaldı. 1990'larda piyasaya tekrar dönme kararı alan firma, halen günümüzde Uçhisar ilçesinde hizmet vermektedir.