• Zelve Açık Hava Müzesi

    Zelve: Koşum sırasında hayvan boyunlarının içinde kaldığı ikisi bir yanda diğer ikisi öbür yanda boyunduruktan aşağı doğru geçirilen dört çubuk. Bunlar alt kısımdan açılmamaları için kalınca bir iple veray deri ile bağlanırlar.



    Tıpkı şu aşağıdaki sevimli minnoşlarda olduğu gibi...
    Öküz Zelvesi

    Şimdiii siz diyeceksiniz ki; "Ne alaka arkadaş ya?"
    Hah şimdi Zelve Açık Hava Müzesi'nde göreceğiniz 3 vadi bu Zelve'ye benzediği için bu ismi aldığı düşünülmektedir. Bence gayet mantıklı.

    Tarihi olarak bakıldığında Zelve karşımıza 9. ve 13. yüzyılları arasında yoğunlukla karşımıza çıkar. Daha öncesine ait kayıtlarda mevcuttur ama Hristiyanlık dönemi bu müzede daha çok önümüze geliyor.



    İnanması zor ama bu 3 vadinin içerisinde Türkler ve Rumlar beraberce dostluk içinde yüzyıllarca yaşarlar. Ancak Mübadele Döneminde1 (1924 - 1927 yılları arasında) Rumlar Yunanistan'a Türkler ise Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilince bu bağ bir anda kopar. 1927 sonrasında Türkler bu vadilerde yaşamlarına devam ederler. Taki 1950 yılına kadar.
    1950 yılında Zelve Köyü'nde kayalarda kopmalar başlar ve köy, yaşamak için tehlikli bir hal almaya başlar. Ciddi ciddi 1950'lerde orada bir yaşam olduğuna inanmak kulağa ne kadar absürt gelsede gerçek bu.
    Boşaltma kararı alınan köy, yaklaşık 2 km. ilerideki Aktepe Köyü'ne taşınır. Sonrasında restorasyon çalışmaları sonrasında müze olarak hizmete girer.

    Bu 3 vadiden oluşan müzede görebileceklerinizi aşağıda sıraladım ancak bu müzeyi gezerken dikkat etmeniz gereken en önemli husus, kapalı ayakkabı giymeniz olacaktır. Hoş Kapadokya'da hep kapalı ayakkabı giymeniz gerekiyor orası ayrı mevzu... Neden mi? Eeee toprak kaygan çünkü, kayarsınız falan üzülürüm...



    Neyse geri kalan bilgileri geldiğinizde konuşuruz. Madem Zelve, Zelve dedik, yazımızı bir atasözü ile bitirelim...

    Büyük öküz yan bakmasa küçük öküz zelve kırmaz.